1 Şubat 2012 Çarşamba

,
Yazma Kararı

Aslında bu yaklaşık iki ay önce alınmış bir karardı; yazacaktım artık yazmalıydım…
Yazacaktım ya ne yazacaktım? Bu zamana kadar günlük bile tutmamış ben…

İçinden ne gelirse…

Olur mu öyle? Kim okur o zaman?

Kendin için yazacaksın… Kim okur diye düşünmeyeceksin. Yazmak istediğin için yaz…

Sahi neden günlük tutmadın hiç özenmedin mi?

Bir ara özendim elbet ama ne bileyim ya yazdıklarımı biri okur diye ya da daha sonra okuduğumda dokunur diye…

Az öncede kim okur diye soruyordun…

Haklısın… İnsanoğlu garip işte…
Şimdi neden yazmak istiyorsun?

Bilmiyorum içimde acayip bir yazma isteği var…

Kaç aydır neden yazmadın?

Çünkü yazma korkusu diye bir şey uydurdum kendimce; yazamamanın nedenini açıklayamazken bu korkunun nedenini hiç açıklayamıyorum. Sonra araştırdım var mı böylesi diye sadece yazmak için yazmak varken hiçbir kaygı gütmeden, yazamayan. Ama herkese kolay geliyordu; herkes blogcu şimdilerde herkes yazıyor. Galiba her şeyi herkes gibi yazmak değil de kaliteli gördüklerimi yazmak istiyorum. Bu arada bu birkaç aydır kağıda dökmedim, metin haline getirmedim belki ama zihnim daktilo gibi çalışıyor.
Nasıl yani?

Şöyle… Birden aklıma bir şey geliyor; zihnimden cümleler akıyor bir metin taslağı hazırlıyor sanki sonra onu kaydediyor. Özellikle iki aydır ‘hah ne güzel cümleler geldi aklıma yazayım’ dedimse de içimden oturup da yazmadım. Ya elim tembellik etti ya da şu yeni uydurduğum yazma korkusuna sığındım. Belki de bunun sebebi kelimeler, cümleler pişerken zihin fırınında çıkarmak istemememdir…

Evet, işte bu! Zihin fırınında pişerken sözler çıkarmamak lazım yoksa hamur olur!
Ayrıca mayası bozulur…

Ama bir türlü duramayanlara arada fırını açmak, olmuş mu diye bakmak serbest… 





0 yorum to “ ”

Yorum Gönder

 

Zihin Fırını Copyright © 2011 -- Template created by O Pregador -- Powered by Blogger Templates